Bu sabah buradaki yerel bir internet sitesinde birisi kafede ayrı ayrı tek başına oturup laptopları ile işlerini yaparken kahve içenlerden şikayetçi olmuş. “Hem tek başlarınalar, hem de dörder kişilik masaları işgal ediyorlar. Biz ayakta kaldık” diyor. Ona göre herhalde laptopu olanlar aslında aynı kabileden ve sırf pislik olsun diye ayrı oturuyorlar. Sabki kendisi, oturacak bir tane dört kişilik masa bulsa, tek başına oturmayıp bekleyecekmiş gibi bir de sinirleniyor.
Şu aralar çok arttı bu “SİZ”ciler. Hem de her yerde. Bir siyasi görüşünü paylaşmayagör hemen “Siz filan partililer” oluyorsun. Hadislerin gereksizliğinden bahset “Siz Edipçiler” oluyorsun. Ne yaparsan yap illa bir grubun içine sokuveriyorlar seni. Senin o sokulduğun gruptakilerle taban tabana zıt fikirlerin olmasının önemi yok.
Sanırım insanlar karşısındaki topluluğu yekpare bir organizma olarak görmeye meyilliler. Bir köpek başığı saldırdığında ondan kaçan balık sürülerini nasıl tek bir canlı gibi algılıyorlarsa, onların binlerce canını kurtarmaya çalışan küçük canlı olduklarını görmezden geliyorlarsa, bir fikri söyleyeni de hemen daha önce söyleyenlerin olduğu sürünün içine ittiriveriyorlar vesselam.
Kendisi, sürünün bir parçası olanlar, bir çobanın peşinden gitmekten başka bir yaşam şekli olduğunu bilmeyenler herkesi kendileri gibi düşünüyorlar galiba.
Evet bir “biz” var ama binlerce kümenin kesişiminde yer alıyor. Kolay değil o “biz”i kategorize etmek. Bu yüzden “Siz”, boşverin “Biz”i gruplandırmayın.