İyi-Kötü

Neyin iyi, neyin kötü olduğunu da önyargıları bırakıp tekrar sorgulamakta fayda var. Sabır, bencillik, empati, hırs, merhamet herşey baştan sorgulanmalı.

İyi diye öğrenip, hayatın boyunca düstur edindiğin bazı özellikler, ki sana iyice gaz verebilmek için bunlara bir de utanmadan erdem diyorlar, gün geliyor en çok ayağına dolananlar oluyor. Başkalarını mutlu etmesi gerekirken, etmeyen hatta seni de hayatı doya doya yaşamaktan alıkoyan, kimi zaman mutsuz eden “ERDEM”ler tüm benliğini sarıp, elini ayağını bağlıyor.

Erdemlerinle suçlanınca ne diyeceğini bile bilemeden “Ama” diyorsun “Ben bunları iyilik için yapmıştım. Niye bana girdi ki şimdi?

Bu özeleştiri frekansına geçmek kolay değil. Sorgulamaya alışık olmayanlarınız şimdi neden bahsettiğimi bile anlamayacaksınız. Üstelik bunlardan bahsetmem rahatsız bile edecek sizi.”Merhamet neden kötü olsun ki?” diyeceksiniz. Bunu ilk ben keşfetmedim dostlar.”Acıma yetime, koyar götüne” diye bir laf duymuşsunuzdur değil mi. Argosunu bırakın bir yana ama bu cümle tam da merhametin iyiliğini sorgulamıyor mu?

“Deveye diken…” ??

Bunu da mı duymadınız? “Hiç bir iyilik cezasız kalmaz“.

Açayım mı biraz daha?

“İntikam” yerine hep bağışlama önerilir, “Büyüklük” affedende kalır. Tamam intikam alacağım diye öldürme ama neden affedeceksin ki canını acıtanı? Hatta tersine affedince tekrar acıtma riski de var.

“Anlayışlı olmak” mesela. Herşeye parlamamak, hayatı karşındakine zehir etmek yerine mümkün olduğunca yoldaki çakıl taşlarını temizlemek… İyi mi bu?

Peki hayat boyunca başkalarının mutluluğu için özveri ile kendini arka plana atmak iyi mi?

Hayır değil. Bir kere kendi bencilliklerinden taviz veriyorsun. Karşındaki bir müddet sonra bunu, senin varoluş amacın olarak algıladığından, iyilik değil, zaten olması gereken standart donanım olarak kabulleniyor. Yani iyilik diye çıktığın yol önce vazifen sonra, prangan oluyor.

Bir gün bakıyorsun bencilliğinden dolayı şikayet edilenler el üstünde, sencilliğinden dolayı taviz verenler yerin dibinde.

Haydi kurun denklemi iyi ve kötü açısından. İlahi adalete bağlamazsanız denge olmayacaktır.

Ezbere yaşıyoruz. Her iyi ve her kötü, neden iyi ve neden kötü olduğunun detaylı analizinden sonra yerleşmeli insanın içine.

Kısaca “İç bade, sev güzel var ise aklı şuurun” diye hedonistik bir formülle bundan bin yıl önce Hayyam’ın geldiği noktaya gelip çakılıyoruz. Bir gram ilerleyemeden hem de.

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.